AB’de Türklere baskılar

Türkiye ile Avrupa Birliği ve özellikle onun lokomotifi Almanya arasındaki ilişkiler son bir yıldır giderek gerilmişti. Mayıs-Haziran 2013’de ortaya çıkan Taksim-Gezi olaylarının arkasında Almanya’nın derin izlerinin ortaya çıkması, giderek mevcut Türk hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik husumet ve adeta muhalefet etme tutumu, 15 Temmuz 2016’daki FETÖ’cü darbe girişimi sonrası darbecilere ve bölücü terör örgütü üyelerine ve yandaşlarına Almanya ve batı Avrupa ülkelerince kucak açılması, 16 Nisan 2017’deki Başkanlık sistemi Anayasa referandumu öncesinde ve sonrasında Türk hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik Alman siyasetçiler ve Alman medyası nezdinde hasmane propagandalar yapılması sonucunda, Türkiye-Almanya ve Türkiye-AB ilişkileri siyasi alanda çok gerildi, adeta derin buzluğa alındı.
24 Eylül’de Almanya’da yapılan genel seçimler öncesinde başta Merkel, Schultz ve Cem Özdemir gibi parti başkanlarının Türk hükümeti ve Sayın Erdoğan aleyhinde demeç, tehdit yarışına girmeleri, Almanya’da yaşayan 3,5 milyon Türk vatandaşlarını çok rahatsız etti, hatta vatandaşlarımızın günlük hayatlarını olumsuz etkilemeye başladı. Görünen o ki, Türkiye’nin son 15 yılda her alanda büyük bir gelişme kaydetmesinden rahatsız olan, kendisine birçok alanda rakip olmasından çekinen ve kendince boyun eğdirmeye çalışan Almanya, onun hinterlandındaki ülkeler Avusturya, Hollanda, Belçika ve patronu konumunda olduğu Avrupa Birliği, Türkiye’nin kararlı ve tavizsiz tutumu karşısında, Türkiye’ye zarar vermek için bel altı vuruşlara başladılar. Güya bu ülkelerle NATO’da, OECD’de, AB’de, G-20’de aynı blokta yer alıyoruz!
Almanya’daki seçim kampanyası sırasında haftalardır başta Angela Merkel ve Martin Schultz, Türkiye-AB katılım müzakerelerini sonlandırmak, durdurmak, Gümrük Birliğini güncelleme müzakerelerini durdurmak, Türkiye’ye Almanya şirketlerinin yatırımlarını, Hermes ihracat kredilerini kesmek, Alman turistlerini engellemek gibi tehditler müeyyideler savurmada yarıştılar. Seçim geride kaldı. Merkel ve Schultz’un partileri tam 14 puan kaybettiler. Türkiye ile uğraşmak, didişmek her ikisine de yaramadı, ağır yara aldılar. Bakalım Merkel diğerleri yeni koalisyonda aynı tehdit diline devam edecekler mi? Yakında göreceğiz.
Bununla beraber, Almanya’daki seçimlerden 2 hafta önce Frankfurt şehrinde Almanya’daki MÜSİAD Başkanlar Zirvesi toplantısında işadamlarından duyduklarımız bizi dehşete düşürdü. Almanya, Avusturya gibi ülkelerde Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik husumet söylemi, bu ülkelerde yaşayan vatandaşlarımıza ve ailelerine, çocuklarına dahi ağır baskılara dönüşmüş durumda. Özellikle 16 Nisan referandumunda yurtdışındaki vatandaşlarımızın toplamda yüzde 59, Almanya’da yüzde 63, Avusturya’da yüzde 73, Belçika’da yüzde 75, Hollanda’da yüzde 71, Fransa’da yüzde 65 evet oyu vermelerinin, bu ülkelerdeki siyasetçileri ve medyayı gurbetçi vatandaşlarımıza yönelik intikam alma, burun sürtme, korkutma çabalarına yöneltmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Devamı Derin Ekonomi Ekim 2017 sayısında …

Dikkat çekenler...