Avrupa Birliği’ne girmeden önce Fransa Cumhurbaşkanı tarafından Charles de Gaulle tarafından üyeliği iki kez reddedilen İngiltere, birlikten ayrılmaya karar verdi. İngiltere’nin Avrupa’da etkin olmak isteyen ABD’nin ‘truva atı’ olduğunu düşünen De Gaulle’ün ölümü sonrası 1973 yılında başlayan yolculuğun sonuna gelindi.
İngiltere, zaten ekonomik olarak AB’ye tam entegre değildi. Avro Bölgesi dışında kalarak kendi para birimini kullanmayı kabul ettiren İngiltere, yıllardır yaşadığı bu ayrıcalığı Avrupa’dan çıkma kararıyla iyice pekiştirdi. Kalmaktan yanan oy kullanan yüzde 48’lik kesim de Avrupa Birliği’nin götürüsünün getirisinden daha fazla olduğunun farkında. Buna rağmen Avrupa ile siyaseten bağlarını koparmamaları gerektiğini savunanlar kaybetti. Gümrük Birliği’ne dahil olan ada ülkesi, Avrupa’nın Amerika ile sağlamaya çalıştığı transatlantik ekonomik anlaşmasının dışında kalmayı da göze aldı. Oysa İngilizlerin, yıllık 19 milyar sterlinlik külfete katlanma pahasına AB’de kalmaya karar vermeleri bekleniyordu. Tersi oldu. Küresel ekonomideki belirsizliğe Avrupa’da derinleşmesi beklenen ekonomik kırılganlık eklendi. Brexit’in gerçekleşmeyeceğine yatırım yapanlar yanıldı. Ağırlıklı olarak AB’te kalmaktan yana tavır koyan İngiliz iş dünyası da sermaye, emek ve malları dünya çapında kolayca hareket etmenin kıymetini iyi biliyor olmalılar ancak halkın ne yapacağını kestiremediler.
Devamı Derin Ekonomi Temmuz 2016 sayısında…01