Alman Şansölyesi Angela Merkel’in halefi olarak görülen, iktidardaki Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer’in parti liderliğinden istifa etmesiyle parti bir krize girdi. CDU’nun geçen hafta ülkenin doğusundaki Thüringen eyaletinde aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisi’yle birlikte hareket etmesi sonrasında yükselen tepkiler üzerine Kramp-Karrenbauer istifasını açıklamıştı. Eyaletteki CDU oylarda azalma olduğu gerekçesiyle parti merkezinin kararını dikkate almadan AfD’nin desteğini kabul etti. Şansölye Merkel kendi partisinin aşırı sağcı parti tarafından desteklenen eyalet başbakanı adayına oy veren üyelerini sert bir dille eleştirdi. Bu, yalnızca Hıristiyan Demokratlar için değil, neredeyse İkinci Dünya Savaşı’ndan beri Almanya’ya hakim olan siyasi yapının gidişatına dair kötü bir işaretti.
Thüringen eyalet meclisinde aşırı sağcı AfD’nin desteğini alarak 5 Şubat’ta eyalet Başbakanı seçilen Thomas Kemmerich ertesi gün gelen tepkiler üzerine görevinden istifa etmişti. Hemen sonrasında, medya
ve İkinci Dünya Savaşı sonrası anlatısının siyasi koruyucuları Almanların Brandmauer (güvenlik duvarı) diye adlandırdıkları, klişelerle dolu bir söylem benimsediler. “NeoNazilerin yükselişini durdurma” çağrısı aptal gibi muamele görmekten bıkan Almanlar için aptalca bir uyarıdan başka bir şey değil. Zira CDU ekonomistlerinin ayrılmasından doğan AfD’nin Adolf Hitler’in mirasçıları, siyasi ailesi veya ideolojik akrabaları ile bir ilgisi yok. Dahası, hem ulusal hem de uluslararası ana akım medya tarafından desteklendiğinde önceden belirlenmiş söylemleri olan zayıf bir politikacının açıklamaları bile dikkat çekici ve
vurgulanmaya değer hale gelir. Bu, kazanan güçlerin sahne arkasında yenilmiş bir ülkeyi yönetme biçimidir. Ancak tarih bize bunun sonsuza dek süremeyeceğini ve er ya da geç bir dönüm noktasına geleceğini göstermektedir. Yalan haberler ve uydurma kamuoyu yoklamalarının altında Alman halkının değişime hazır olduğu gerçeği yatıyor. Thüringen olayı aynı minvalde pek çok gelişmenin son örneği olsa da, Brexit kırılgan Alman banka sistemi üzerindeki ekonomik sonuçları nedeniyle asıl tetikleyici olabilir.
Devamı Z Raporu Mart 2020 sayısında …