Dünya’nın mücadele ettiği Covid-19 salgınının üstesinden gelinebilmesi için 2 çıkış yolu olduğu belirtiliyor: aşının bulunması veya toplumun hastalığı atlatıp bağışıklık (antikor) kazanılması.
Bazı bilim adamları antikor oluşmasının işe yaramayacağını; gribal enfeksiyon geçirenlerin bir yıl sonra tekrar enfeksiyon yaşamaları örneklenerek antikor oluşmasıyla salgının önlenemeyeceğini belirtiyor. Geriye tek çıkış yolu olarak aşı kalıyor. Aşının salgını önleme etkisi yanında yeni uluslararası etkileşimlere-çatışmalara (ekopolitik) neden olma potansiyeli taşıdığını da belirtelim. Dünyanın dört bir yanındaki üniversite ve şirketlerde aşı ile ilgili ciddi çalışmalar yapıldığı ve önemli ilerlemeler kaydedildiği görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre şu ana kadar 160’ın üzerinde aşı çalışması tespit edilmiş, bunların 30’a yakını insanlar üzerine klinik deney aşamasına geçmiştir. Bunlardan biri, geçtiğimiz hafta onaylanan Rusya sağlık bakanlığı tarafından onanan “ Sputnik V” si. Ancak Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve çok sayıda uluslararası uzman, Rusya’yı aşının güvenliğini sağlamak için kullanmadan önce daha fazla test yapmaya çağırdı.
Bu arada Rusya’da, Sağlık Bakanlığı, küresel yarışta öne geçmek amacıyla toplu aşılamanın başladığını duyurdu. İnsan denemelerine başlayan şirketlerden bazıları: Oxford Üniversitesi ile işbirliği yapan Astra Zeneca, ABD merkezli Moderna, Çin menşeli CanSino öne çıkmaktadır.
Veriler ve geçmiş deneyimler aşının bulunduktan sonra üretimi, tahsisi ve dağıtımının bir yıldan daha uzun bir süreyi kapsayacağını göstermektedir. Bunun anlamı, bir süre daha pandemi ile birlikte yaşamaya, bulaşmasını etkisini asgariye indiren önlemlere taviz vermeden devam etmeye ve yaşamımızı önlemleri yaşam tarzı düşünerek şekillendirmeye çalışmanın zorunlu olduğudur.
Z Raporu Eylül 2020 sayısında…