Rahmetli Mahir Kaynak “bir olayın faillerini bulmak istiyorsanız o olayın piyonlarına ya da aracılarına değil, olayın kime yaradığına bakmak lazım” derdi. Hemen şu an alıcı soruyu soralım: pandemi krizi kime yaramış? Cevap açık ve net; Çin’e ve bir avuç otoriter rejimlere.
Trump’ın virüse Çin virüsü demesini hem bu manada hem de virüsün Çin’den dünyaya ihraç edilmesi nedeniyle haklı buluyorum.
Virüsü laboratuvarlarda üret, dünyayı geç bilgilendir ve dünyaya yayılsın. Ondan sonra bütün dünya ekonomileri küçülsün, bir milyona yakın insan ölsün ve sen pozitif büyüme gerçekleştir, virüs yayılımını kontrol altına al.
Gelinen noktada hem ekonomik hem de siyasi anlamda Çin’in otoriter rejiminin başarılı olduğu algısı dünya üzerinde yayılmaktadır.
Hem ürettiği teknoloji ile hem de otoriter yönetim anlayışıyla pandeminin bulaşmasını asgariye indirmek için yapılan yaptırımlar (evlerine kilitlenen, kapılarına beton dökülen hane halkı görüntüleri hafızalarda taze) ve mesafe, maske, hijyen kuralları zorunlu-baskıyla uygulanmıştır.
Bu süreçte yaygınlaşan ya da engellenen, kısıtlanan alışkanlıklar neler? Artık insanlar sosyalleşmeyi çok daha yoğun olarak sosyal platformlarda yapıyorlar.
Yüz yüze konuşma, yüz yüze eğitim, insanın içini okuma, gözlerinin içine bakarak duygularını anlamaya çalışma, renkten renge girme, nefreti-sevgiyi beyan etme gibi bütün insani hasletler online-sanal ortamlara havale edilmiş.
Devamı Z Raporu Ekim 2020 sayısında …