Çin, 1978’den 90’ların başına kadar geçirdiği dönemde, lider Deng Xiaoping’in politikalarıyla ekonomik bir dönüşüm sürecine girmişti. Çin ekonomisinde hayata geçirdiği reformlarla bir nevi sosyalizmi kapitalizme tabi tutan Deng, Mao’dan sonra sahneye gelmiş en güçlü başkan olarak tarihe kazınmıştı. Dev ülkenin tarihindeki bir diğer haşmetli lider ise, iktidardaki ilk dönemini kapatan Xi Jinping olarak kabul ediliyor. Xi geçtiğimiz haftalarda Çin Komünist Partisi’nin 5 yılda bir düzenlenen muazzam kongresinde yaptığı 3,5 saatlik inanılmaz hitap ile de, 2022’ye uzanan yeni döneme dair tutkusunu açıkça ve gayet detaylı bir şekilde ortaya koymuş oluyor.
Hitabın kendisine yaraşır şekilde uzun olan başlığı ise, kısaca şunu söylüyor: “Toplumun refahını muhakkak artırmalıyız ve yeni bir çağ inşa etmeliyiz”. Ve bu kapsamda konuşmada, Çin’e özgü bir sosyalizm ekseninde başarı arayışları olduğu vurgusunu da atlamamak gerekiyor. Marksist kökleri yad ederken serbest piyasaya geçiş planlarından vazgeçemeyen bir vurgu…
MÜREFFEH BİR TOPLUM İÇİN
Komünist Parti’nin kulak verdiği bu tarihi hitaba en tepeden bir konsept yakıştıracak olsaydık da, “Çin Rüyası” diyerek özetleyebilirdik. Başkan Xi’nin ifadelerinde de geçtiği üzere, herkesin varlıklı olduğu, yeni neslin hayallerini gerçekleştirebildiği ve dünya sahnesinin tam merkezinde yer alan bir Çin rüyası…
Bu düşün gerçekleşebilmesi ise, elbette ekonomide doğru adımları atabilmekten geçiyor. İşte Xi’nin dilini yoran hitapta vurguladığı dinamiklerin de, bu adımların çerçevesini çizdiği söylenebilir. Nitekim adres verilen “yeni çağ”, Çin ekonomisinin evirileceği farklı bir dönem olarak planlanıyor. Bu noktada aslında, son yıllarda konuşulagelen ilgili planların daha güçlü bir şekilde ortaya koyulmasından bahsediyoruz.
Devamı Derin Ekonomi Kasım 2017 sayısında …