Sanılanın aksine, Dağlık-Karabağ konusundaki yeni çatışma Güney Gaz Koridoru için siyasi bir tehdit oluşturmuyor. Bunun birkaç nedeninden biri Avrupa’nın enerji sorunlarına olan ilgisinin yeniden Hazar bölgesine yönelmiş olmasıdır.
Bazı analistler Azerbaycan’ın Ermenistan’a meydan okumasının onu Güney Kafkasya’da Rusya’nın muhalifi haline getirdiğini iddia etse de, Rusya tarafında bunu gösteren hiçbir işaret yok. Dahası, Moskova’nın Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Rusya’yı giderek artan bir şekilde yalnızca Ermenistan’ın lehine olan pozisyonlara iten Erivan’dan memnun olmamak için pek çok nedeni var.
Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu eşbaşkanı olan Rusya bu kadar önyargılı bir yaklaşım benimseyemeyeceği gibi, anlaşmazlığı çözmek için Madrid İlkelerini uygulamakla yükümlüdür. Zira böylesi önyargılı bir yaklaşım, Rusya’nın da çıkarına değil. Moskova’nın tehdit yoluyla veya Hazar gazının Avrupa’ya ulaşmasını engellemeye çalışarak Bakü’den intikam almak isteyebileceğini düşünmek saf ve yüzeysel bir tutum olur. Öte yandan Türkmenistan’ın aktif ve somut adımlar atması durumunda, Trans-Hazar Gaz Boru Hattı’na (TCGP) yönelik beklentiler yüksektir. Burada en iyi strateji, Avrupa Komisyonu’nun Ortak Çıkar Projesi olarak TCGP’nin bir parçası olan yol haritasında belirlenen adımların hızlandırılmasıdır.
Devamı Z Raporu Kasım 2020 sayısında…