Kıyamet senaryosu gibi bir yılı geride bıraktık. Hiç bitmeyecek sandık. Zaman zaman büyük karamsarlığa kapılsak da umudu yitirmeden bitirdik 2020’yi. Kovid-19 virüsünün insanı ve küresel ekosistemi esir aldığı bir yıl oldu maalesef. Acıları, sevinçleri yalnız yaşamak zorunda kaldık. Hayatı tersyüz eden salgınla başlayan yeni normalde uzaktan erişimin önemi zirve yaptı. 10-15 yılda kat edilmesi gereken teknolojik dönüşümleri bir yıla sığdırdık.
“Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.” Bir hakikati haykıran bu söz, M.Ö 535-475 yılları arasında Efes’te yaşadığı bilinen filozof Herakleitos’a dayandırılır. Ondan yüzyıllar sonra Uzak Doğulu düşünür Gautama Buddha, “Değişim, değişmeyen tek şeydir” diyerek, tarihsel devinime dikkat çekmişti. Gereksinim duyuldukça, bazen de keyfe keder yapılmaya çalışılan teknolojik yatırımlar, öldürücü silah gibi aramızda dolaşan Kovid-19 zoruyla yapıldı adeta.
Latince olan “Reformo”dan dilimize yerleşen “reform” kavramı; yanlışı düzeltme, yozlaşmış olanı tamir etme, tatmin edici olmayanı köklü değişiklerle ihtiyaçlara cevap verebilir hele getirmeyi ifade eder. 16. Yüzyıldan sonra büyük sanayi devriminin kapısını aralayan “reform”lar, dünyadaki gelişimin itici gücü oldu. Düzenleme ve yenilenme ihtiyacı hep var oldu. Yeni ifade biçimleriyle değişim, değiştikçe değişmeyi sürdürüyor. Ama teknolojik dönüşümün hızı hiçbir zaman 2020’deki gibi baş döndürücü olmadı. İşletmeler tüm iş yapma süreçlerini yeniden dizayn etmek zorunda kalıyor. Yeni yıl planlarında dijital dönüşüm ilk sırada geliyor. Yenilikle yetinilmeyen, inovatif olanın da peşinde koşulan dünyada; üretime yüksek teknolojili ve çevreci bir boyut kazandırmak için büyük bir akım var.
Devamı Z Raporu Ocak 2021 sayısında …