Finansal piyasaların verimli hale gelmesiyle ilgili birçok akademik argümana rağmen, bu piyasaların kendine has özellikleri ve aşırılıklara olan eğilimleri inkâr edilemez. Yatırımcıların çoğu rasyonel olsa da, birer beşer olarak hırs ve korku eğilimindedirler. Düzenleyici organlar ve finansal piyasalar piyasalarda aşırı volatiliteye sebep olan bu iki zaafı göz önünde bulundurarak ortaya çıkan volatiliteyi yönetmek için bir dizi araç kullanmaktadır. Her ne kadar piyasaların varlık nedeni fiyat keşfi olsa da, uygun temel kurallar olmadığı takdirde piyasalar bu korkuyu ya da hırsı kızıştırmak için hileli bir şekilde yönetilebilmekte ve ortaya çıkan fiyatlar ekonomik temelleri yansıtmamaktadır. Bu nedenle, işlem kuralları korku ve hırsın fiyat oluşumuna etkisini azaltmak için tasarlanmıştır. Bu kurallardan en önemlisi devre kırıcılar ya da işlem durdurmalardır. 1987 Kara Pazartesi krizini takiben ABD hisse senedi piyasalarında ortaya atılan devre kırıcıların kullanımı o zamandan beri diğer aktif piyasalarına ve ülkelere yayıldı. Günümüzde en gelişmiş hisse senedi piyasaları fiyatlarda büyük dalgalanmaları kısa süre içinde en aza indirmek amacıyla devre kırıcıları kullanmaktadır.
1987’de ortaya atılmasından bu yana, gerek ABD piyasalarında gerekse diğer ülkelerde devre kırıcılara zemin hazırlayan birçok durum oldu. Bazı analistler devre kırıcıların fiyatların volatilite dönemlerinde eşik seviyelerine yaklaşmasına sebep olduğunu iddia ederken, bazıları da devre kırıcıların aşırı fiyat hareketlerini zapt etmedeki rolünü sorguladı. İngiltere hükümeti tarafından yapılan bir çalışma, işlemlerde ani kesintilere yol açmalarına rağmen, devre kırıcılara olan ihtiyacın devam ettiği sonucuna vardı. ABD’de, 2012’den beri daha incelikli bir tavan-taban mekanizması yürürlüktedir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, devre kırıcıların belirli bir doğrultuda fiyat hareketlerini geçici olarak geciktirmek için işlemleri durdururken, kaçınılmaz olanı önleyemeyeceğidir. Bir işlem durdurma, yatırımcıların fiyat sapmasının garanti edilip edilmeyeceğini değerlendirmesine olanak sağlar. Kısacası, bütün bunları göz önünde tutarak, borsalar ve düzenleyicileri yıkıcı olsa bile uygun fiyat oluşumunda devre kırıcıların değerini ve artan popülaritesini görebilirler. Döviz piyasaları bağlamında ise, geçici sermaye kontrolleri hisse senetleri piyasalarındaki devre kırıcılarının muadilidir. Zira sermaye kontrolleri, sermaye akışlarını kısıtlayarak, para birimleri üzerindeki baskıları etkili bir şekilde ortadan kaldırır. Sermaye girişleri üzerindeki kontroller, bir ülkenin ulusal para biriminin değer artışına müdahale ederken, sermaye çıkışları üzerindeki kontroller ise o para biriminin değer kaybına müdahale eder. Yüksek oranda saptırıcı olan, aksi teşviklere sebep olan ve birbirlerine göre denge düzeylerinden uzaklaşmış döviz kurlarını kalıcı hale getiren uzun vadeli sermaye kontrollerinin tersine, (iki hafta civarı süren) kısa vadeli sermaye kontrollerinin devre kırıcılar gibi faydalı etkileri olabilir. O halde sermaye kontrollerinden neden bu kadar uzak duruluyor? Elbette manevi zararlarından ve kötü politikalara kılıf uydurmasından dolayı.
Devamı Derin Ekonomi Aralık 2018 sayısında …