Referandumu geride bıraktığımız Nisan ayının son günü itibariyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yoğun bir diplomasi turuna çıktığına şahit olduk. Hindistan ile başlayan söz konusu atak, Mayıs ayı boyunca on binlerce kilometre yol alan bir devriâlem niteliğinde oldu. Şahsen bir kısmına katılarak yakından izleme şansı bulduğum ilgili ziyaretler, Türkiye’nin yeni dönemde güçlendirmeyi planladığı çok ayaklı dış politika yaklaşımının işaretlerini veriyor. Ve bu yaklaşım, şüphesiz ekonomik bağların da sıkılaştırılmasıyla iç içe bir nitelikte…
Örneğin, ilk durak olan Hindistan… Yıllar sonra gelen en kapsamlı ikili görüşmelere sahne olan ziyaretin, dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olan Hindistan ile süregelen tatminden uzak işbirliklerimizi odağa aldı ifade edilebilir. Nitekim kabul etmek gerekir ki; bu bağlamda geçen süre zarfında alınan yol, henüz potansiyelin oldukça gerisinden geliyor. Oysa Hindistan ekonomisinin ciddi bir dönüşüm içine girdiği ve dünya çapındaki ekonomik aktörlerin de bunu fırsat bildiği bir dönemde, Türkiye’nin de iş dünyası eliyle bu sahnede rol alması önemli. Bu noktada elbette, potansiyel işbirliklerinin, ülkenin bölgeleri arasında farklılaşabilen dinamikleri de göz önüne alması gerektiğini eklemem gerek.
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Haziran 2017 sayısında….