35 yaşındaki İkram Hüseyin yaklaşık dört yıl önce içinde bulunduğu toplumun diğer üyeleri gibi toplumsal şiddet sonucunda artan zulüm ve tacizlere maruz kalınca ailesiyle birlikte memleketi Myanmar’dan kaçtı. Hindistan işgali altında bulunan Keşmir’in Cemmu bölgesine yerleşti.
İkram ve onun gibi ülkesindeki zulümden kaçan diğer pek çok Rohingya Müslümanı küçük gruplar halinde Cemmu ve Keşmir eyaletindeki Cemmu bölgesinin kenar mahallelerinde yaşıyor. Rohingyalılar Myanmar’da yaşayan etnik Müslüman bir topluluk olsa da Myanmar hükümeti onları Bangladeş’ten gelen yasadışı göçmenler olarak gördüğü için vatandaşlık haklarını ellerinden aldı.
Rohingyalılar Cemmu’da çeşitli işler yaparak kıt kanaat geçinip hayatın zorluğuna ve belirsiz bir geleceğe rağmen en azından kendilerinin ve ailelerinin güvende olduğuna şükrediyorlar. Fakat yakın zamanda Hindistan Hükümeti’nin Rohingyalıların sınır dışı edileceği yönündeki açıklaması morallerini bozdu.
Cemmu’da gündelik bir işçi olarak çalışan İkram, bu haberin gerçekten korkutucu olduğunu söyleyerek, “Burada güvende hissediyoruz. Bazıları bize şüphe ile yaklaşsa da genelde iyi insanlar. Myanmar’da yaşadığımız trajediyi ve çektiğimiz işkenceyi öğrendiklerinde bize sıcak davrandılar. Bize en zor zamanlarımızda kucak açan bu milleti ve insanları seviyoruz. Ama hükümetle ilgili ne yapabiliriz ki? Gitmemiz gerektiğine karar verirse gitmek zorunda kalacağız. Fakat Myanmar hâlâ yanıyor, evlerimiz de yakıldı,” diyor.
İkram’ın eşi Rakhi ise umutsuzca, “Çocuklarımız burada medreselerde okuyor. 10 yaşındaki oğlum ve 7 yaşındaki kızımın güvenliğinden endişe ediyorum. Onları ölümün pençesine geri mi göndereceğiz?” diyor. İkram’ın 32 yaşındaki komşusu Tayyip Ahmet de Myanmar Hükümeti’nin Rohingyalılara asla bir insanın diğer bir insana yapmaması gereken her şeyi yaptığını belirterek, “Bizi hapse atıyorlar. Ordunun acımasızlıkları artıp hayatımıza karşı tehdidin an meselesi olduğunu görünce kaçtık. Aynı yere geri dönmek zorunda kalmayı düşünemiyorum bile. Biz vatansızız. Kimse bizi istemiyor. Bizim suçumuz ne? Zaten yeterince acı çekmedik mi?” diye soruyor.
Devamı Derin Ekonomi Eylül 2017 sayısında …