Ekonomi politikaları kurgulanırken temel hedeflerden olan refah, özellikle düşük gelirli ve/ya yoksul nüfusun yoğun olduğu ülkelerde bugün ciddi bir insani sorumluluk unsuru olmaya devam ediyor. Nitekim özellikle son on yıllık süre zarfında dünya yoksulluk konusunda belirgin bir iyileşme kaydetmekle birlikte, halen alınması gereken uzun bir yol var. Birleşmiş Milletler’in (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda 2030 yılına kadar dünyadaki “aşırı yoksulluğun” tamamen ortadan kaldırılması amaçlanırken, bu başarıya ulaşılıp ulaşılamayacağı konusunda henüz net bir görünüm olduğu söylenemez. Bu bağlamda küresel görünümü yakından takip ederek aşırı yoksulluktan her an kurtulan insan sayısını sunan Dünya Yoksulluk Saati (World Poverty Clock) uygulaması, mevcut hızda devam eden bir iyileşmenin hedeflere ulaşma anlamında yeterli olmayacağını gösteriyor. Aşırı yoksulluğun mevcut tanımı, günde 1,25 dolardan düşük bir gelire tekabül ediyor. Yoksulluk Saati’ne göre; bu satırların yazıldığı Temmuz ayının son günlerinde dünyadaki aşırı yoksul sayısı 640,6 milyon. Bu, dünya nüfusunun yüzde 8,4’üne denk geliyor. Söz konusu rakamlar 2016 yılındaki 725 milyon seviyesinden bu yana gelinen iyileşmeyi ortaya koyarken, 187 ülkeyi kapsayan bu hesaba göre saniyede 1,1 insan yoksulluk kategorisinden kaçışı gerçekleştiriyor. Lakin ulaşılmak istenen BM hedefine göre, bu hızın saniyede 1,6 olması gerekiyor. Tabii bu noktada, çeşitli ülke ve bölgelerdeki performansın bu görünümü farklı derece ve yönlerden etkilediğini belirtmek gerekir.
Devamı Derin Ekonomi Ağustos 2018 sayısında …