Ülkemizin şu an ve yakın gelecekte baş etmesi gereken iki temel sorunu bulunmaktadır. Bunlardan biri, yükselmekte olan enflasyon diğeri ise, cari açıktır. Bu iki konuda olumlu ilerleme kaydedilmesi durumunda faizlerin kalıcı düşmesi beklenebilir. Ancak şartlar çetin, küresel ekonomi kışa doğru ilerlemektedir. Buna ilaveten ticaret savaşları denen esasen siyasi çekişme ise yer küredeki her canlıyı tehdit etmektedir. Zira ekonomik yaptırımların bittiği yerde savaşlar başlar, Allah korusun. Global ekonomi ve siyaset son yılların en çalkantılı döneminden geçmektedir. Kısaca tabloya bakacak olursak; Mart 2019 tarihi itibariyle AB’den ayrılması gereken İngiltere’de konuyla alakalı sebeplerden Dışişleri Bakanı ve Brexit Bakanı istifa ettiler. Çıkış için çok az zaman kalmasına rağmen müzakerelerde ramak kadar yol ilerlemedikleri aşikârdır. Hatta sorunu çözemeyeceklerine dair endişelerin artmasıyla mıdır bilinmez ama yeni bir Brexit referandumu yapılsın söylemleri bile ortada dolaşmaktadır. Okyanus ötesinde ise FED tarafından yükseltilen dolar faizi ile gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışı had safhaya varmaktadır. Buna ek olarak FED bilançosunu küçülteceğini duyurdu, yani likidite azalacak, faizler bir de bu sebepten artacak. Bunun etkisini ise henüz gördüğümüzü veya piyasaların satın aldığını zannetmiyorum. Doğu Asya’ya bakacak olursak; Kuzey Kore’nin ABD’yi mafyavari taleplerde bulunduğuna dair açıklamasıyla, ABD-Kuzey Kore görüşmesinden bir netice alınamadığını söylemek yanlış olmaz. Bu arada Asyalılar başta olmak üzere bir sürü ülke ABD’yi ticaret savaşından dolayı Dünya Ticaret örgütüne şikayet etti diye not almakta fayda var. ABD İran’a Kasım ayından itibaren ambargo uygulayacağını açıkladı. Hadi ABD’nin kendisi neyse, tüm ülkeleri bu ambargoya uymaya zorlaması ise ayrı bir açmazdır.

Devamı Derin Ekonomi Ağustos 2018 sayısında …