Ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele için uyguladığı acı reçetenin en etkili maddesi olan faizde artış serisi tamamlandı. Merkez Bankası, ocak ayı toplantısında gerekli parasal sıkılaştırmanın sonuna gelindiğini ilan etti. Tabii ki politika faizini yüzde 8,5’ten yüzde 45’e çıkardıktan sonra. Bu seviyenin yeterli olduğuna kanaat getiren Papa Politikası Kurulu, 8 aydır sürdürdüğü faiz artışlarının sonuçlarını görmek için bekleyecek.
Peki bu bekleme dönemi ne kadar sürecek? Şimdi merak edilen konu bu. Ekonomiyi soğutmak için uygulanan politikaların çıktılarını etkili bir şekilde görmek zaman alacaktır muhakkak. Yüzde 45’lik politika faizi yıl boyunca korunacaksa, işletmeler buna dayanabilecek mi? Büyük ölçekli işletmeleri, döviz cinsinden kredi almaya mecbur eden yüksek finansman maliyetlerine küçük ve orta boy işletmeler ne kadar katlanabilir? Ekonomi yönetimi bu soruların cevabını düşünmek zorunda. Yıllık finansman maliyetinin yüzde 50 civarında seyrettiği bir ortamda, hangi iş adamı bankaların kapasını çalmaya cesaret edebilir. Mecbur kalmadıkça kimse krediyi aklından geçirmez bu tür zamanlarda. Bu kadar yüksek maliyetle bankadan borç para isteyecek işletme ya borca batıktır, ya da çok iyi kazandıran bir tezgâha sahiptir.
Konuyla ilgili cevabı merek edilen daha çok soru var. Ama Merkez Bankası’nın faizi ne zaman indireceği sorusu en önemlisi. Ocak toplantısının ardından yapılan basın duyurusu metnindeki şu cümle, yüksek faizli dönemin kısa olmayacağını gösteriyor: “Kurul, politika faizinin mevcut seviyesinin aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sürdürüleceğini değerlendirmiştir.” Para Politikası Kurulu, faiz indirimi için iki önemli şart ortaya koyuyor.
Devamı Z Raporu Mart 2024 sayısında…