Ufukta askerî bir darbe olduğunu ifade etmenin bir yolu olan “kılıç şakırdatma” sözü 60’lı yıllarda bir İngiliz gazetesinin İtalya ile ilgili attığı bir manşetten geliyor. O zamanlar İngiliz ve Fransız istihbaratı, yükselmekte olan İtalyan komünizmine karşı bir darbe yapılması fikrini destekliyordu. Son zamanlarda ise, Fransa’da mahiyetini iyice anlamamız gereken bir şeyler oluyor. Nisan ayında Fransa’da aralarında emekli generallerin de bulunduğu bir grup asker ülkenin “İslamcılığın ve banliyölerden gelen toplulukların” “tehlikesi altında” olduğunu belirten bir bildiri yayınlamıştı. Üç hafta sonra Mayıs ayında yayınladıkları başka bir bildiride ise, toplumun bazı kesimlerinin ve kentsel bölgelerin büyük bir kısmının devlet kontrolünün dışında olduğu için ülkenin “tehlikede” olduğunu ifade ettiler. Bu, sosyolojide “komüniteryenizm” diye bilinen olgunun küçümsenmesidir.
Böyle bir durum bir anklavın içinde bulunduğu ülkenin yasası yerine kendi koyduğu kuralları benimsediğinde gerçekleşir. Fransız basınına göre, bildiri aralarında emekli generallerin ve yaklaşık 100 yüksek rütbeli subayın da bulunduğu binlerce kişi tarafından imzalandı.
Fransa’nın geleneksel değerlerini koruma amacıyla kurulan sağcı “Volontaires Pour la France” (Fransa Gönüllüleri) adlı grubunun kurucusu olan emekli general Antoine Martinez de bildiriyi imzalayanlar arasındaydı. O halde, Fransa’da ırkçı tepkilerin devam ettiği, ya da halkın uygun siyasi söylemlere büründürülmüş göçmen yanlısı solcu ideolojiden bıktığı sonucuna varabilir miyiz? Tekrar tekrar düşünmeliyiz. Zira, uysal bir tüketici kitlesine dayalı yeni bir dünya düzeni kurmak için aileyi, geleneksel sosyal çerçeveyi, dini, ulusal ve kültürel kimlikleri ve haklarıyla birlikte eski vatandaş kavramını yok etmek isteyen küreselciler ve finans çevreleri, birkaç yıl önce geleneksel toplum çerçevesine karşı bir saldırı başlatmıştı. Koronavirüs krizi de bu aptalca projeyi hızlandırdı.
Devamı Z Raporu Haziran 2021 sayısında…