Bu yılın tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını sonrası toparlanma yılı olması bekleniyordu. Salgının hız kesmesiyle birlikte ülkeler kısıtlamaları kaldırarak ekonomilerini açarken, ufukta güçlü bir küresel toparlanma eğilimi belirmiş olsa da, bu yöndeki beklentiler şu anda boşa çıkmış durumda. Ukrayna’daki savaşla birlikte zincirlerinden kurtulan jeopolitik güçler, uzun süredir içten içe kaynayan ekonomik sorunları şimdi daha da büyüttü. Beklendiği üzere, Uluslararası Para Fonu (IMF) yıllık küresel büyüme tahminini düşürdü. Ekonomik sorunlar hemen hemen tüm ülkeleri etkilemiş olsa da, her zaman olduğu gibi en ağır yükü kaldıracak bölgelerin yine gelişmekte olan piyasalar olması muhtemeldir. Bu gelişmelerin 2022’yi gelişmekte olan piyasalar için oldukça zorlu bir yıl haline getirmesinin altında birçok neden yatıyor.
Evvela, pek azı dışında, gelişmekte olan ülkeler boğazına kadar borca batmış durumda. Salgının getirdiği ekonomik zorluklar ve tarihin en düşük seviyesinde olan faizler, bu ülkeleri çok fazla borçlanma rehavetine düşürdü. Kredi genişlemesinin altında ciddi sistemik riskler yatıyor. Bu, aşırı gevşek para politikalarından dolayı dünyada oldukça fazla likidite bulunması gerçeğiyle bir araya geldiğinde, sorunlardan kurtulma reçetesinin bu sefer uygulanabilir olmayabileceği anlamına geliyor. Zira mali alan çeşitli manevralar yapabilmek için çok kısıtlı. Pek çok gelişmekte olan ülke için, hem parasal hem de mali açıdan politika esnekliği ciddi şekilde kısıtlanmış durumda olup, uzun zamandır içten içe kaynayan sorunlar artık bir araya geliyor.
Devamı Z Raporu Nisan 2022 sayısında…