Kötü iklim olayları, ölümcül bir salgının ikinci dalgası, artan enflasyon ve işsizlik, çiftçilerin üç tartışmalı tarım yasasına karşı bir yıldır devam eden ayaklanması ve sonrasında bu yasaların feshedilmesi, Hindu milliyetçisi Hindistan Halk Partisi’nin (BJP) bir dizi karmaşık yasaya dayanarak azınlıklar ve sosyal eylemcilere baskı yapması 2021 yılı boyunca Hindistan’da manşetlerden inmedi. Mart-Nisan aylarında ülkeyi vuran ölümcül koronavirüs salgınının ikinci dalgasıyla birlikte, hem vaka hem de ölüm sayıları hızla arttı.
Ülkenin pek çok bölgesinde aylarca süren kapanmalar ekonomik faaliyetleri ciddi şekilde etkilemiş olup, yıl sonuna doğru yaklaşırken ülke üçüncü bir dalga olasılığının tedirginliğini yaşıyor. Kimi sağlık uzmanlarına göre, virüsün yeni varyantı olan Omicron ile üçüncü dalga Şubat veya Mart ayına kadar zirve yapabilir.
Öte yandan, ülke, Şubat ayında ciddi bir doğal afet yaşadı. Uttarakhand eyaletinin Chamoli bölgesinde, Himalayalardan bir buzulun aniden kırılması Dhauli Ganga, Rishi Ganga ve Alaknanda nehirlerinde çığ ve sel baskınlarına yol açarak, hidroelektrik santrallerini ve evleri yıktı ve 150’den fazla insanın ölümüyle sonuçlandı.
2021 yılı, başta kuzey eyaletleri olan Pencap, Haryana, Uttar Pradesh ve başkent Delhi başta olmak üzere ülkenin birçok yerinde üç tarım yasasına karşı düzenlenen çiftçi protestolarına tanıklık etti. Çiftçi sendikaları ve muhalefet, yasaların çiftçi karşıtı olduğunu ve çiftçileri şirketlerin insafına bırakacağını savundu. Protestolar sırasında çiftçiler Delhi’ye birkaç giriş noktası da dahil olmak üzere birçok sınırı kapattı. Basında çıkan haberlere göre, protestolar sırasında çeşitli nedenlerle 700’den fazla çiftçi hayatını kaybetti. 19 Kasım’da Başbakan, söz konusu üç tarım yasasının yürürlükten kaldırıldığını duyurduktan sonra, talepleri hükümet tarafından kabul edilen çiftçiler 9 Aralık’ta protestolara son verdi.
Devamı Z Raporu Ocak 2022 sayısında…