Bir 11 ay daha geçti, 1 yıl daha yaşlandık. Ekonomi, siyaset, terörle mücadele, başarısız darbe girişimi, yargılamalar, Anayasa değişiklik oylaması, 16 Nisan referandumu, Trump’lı yeni dünya, Avrupa Birliği ile gerilen ilişkiler, Suriye’deki iç savaş ve ülkemize yansımaları, birçok İslam ülkelerindeki yıkım ve gözyaşı, Rusya ile iyileştirilmeye çalışılan ilişkiler, vs. derken, koca bir yılın ardından yine Ramazan ayı bütün güzelliğiyle, huzuruyla, bereketiyle geldi, hoş geldi, yüzleri güldürdü.
Sürekli bitip tükenmeyen gündemlerin arasından, Ramazan ayına girerken, Ramazan ayının faziletlerini hatırlamamak mümkün olamaz. Öncelikle Ramazan, Cenab-ı Allah’ın “evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olarak Müslümanlara müjdelediği” kutsal bir aydır.
Ramazan ayı Oruç tutma ayıdır, nefsimiz, bedenimiz, ruhumuz, Allah’ın rızasını kazanmak için Oruç ibadeti ile imtahan oluyor. Rabbim bu imtahanı kazananlardan eylesin inşallah.
Ramazan ayı, dayanışma ayıdır, ayrıca bir mali ibadet ayıdır. Erzak kolileri, fitre, zekat ibadetleriyle, fakirlere, muhtaçlara yardım ulaştırma, onların dertleriyle hemhal olup çözümüne katkılar verme yoluyla, toplumda sosyal yardımlaşma, dayanışma, birlik, bütünleşme, kardeşlik duygularının güçlenmesini sağlayan bir aydır. Ramazan ayı bir nefs muhasebesi, arınma dönemidir. Kendimizi, davranışlarımızı, yaptıklarımızı, hayatımızı sorguya çekmemiz gereken, olan yanlışlarımızı düzeltmek için fırsat sağlayan bir arınma temizlenme ayıdır.

Devamı Derin Ekonomi Dergisi Haziran 2017 sayısında….