Kapitalizm ve demokrasi arasında bir çatışma mı yaşanıyor? Yoksa bu bir vakıa mı ya da söylemden mi ibaret? Daha da ötesi, bu bütün demokrasiler için geçerli bir oyun teorisi mi? Önce Anglo-Amerikan sistemi ile Kıta Avrupa sistemi arasında bazı ayrımlar olduğunu anlamamız gerekiyor. Dünyanın geri kalanında, demokrasinin yeni oligarkları meşrulaştırmak amacıyla kullanıldığından bahsetmeye gerek bile yok! Demokrasi her amaca uygun olmayan, kişiselleştirilmesi ve sürekli olarak güncellenmesi gereken karmaşık bir makinedir. Gelin kısaca sorunu ele alalım.
Bu teorinin destekçilerine göre II. Dünya Savaşı’nın ardından ortaya çıkan kitlesel demokrasi; kapitalizm ve demokratik siyasetle beraber, içinde gerilim barındırır bir halde ortaya çıktı. Kapitalizm, kaynakları piyasa aracılığıyla dağıtırken; demokrasi ise gücü, seçimler aracılığıyla dağıtır. Belki bu ABD gibi gelişmiş demokrasilerde böyle işliyor olabilir ancak Akdeniz tipi demokrasilerde böyle işlediği hiç görülmedi. Oy ve serbest seçimler, demokratik kurumlar ve sivil toplum arasındaki döner kapı misalidir. İçeriye yerel toplumun ürettiği insan kaynağını moral eğilimleri alır. Bireysel ve kamusal bir tavır olarak etik olmadığı takdirde demokrasi ya düzgün işlemez ya da hiç işlemez. Ricardo ve Smith teorileri boş yere Kuzey Avrupa’da ortaya çıkmadı. Çünkü etiğin burada güçlü kökleri olageldi. Daha da ötesi uydu demokrasilerde yerel oligarklar, seçime kimlerin girip kimlerin katılamayacağını belirleyecek seçim sürecini kontrol edebiliyorlardı. Aynı zamanda medyayı da kontrol ediyorlardı.
Teorisyenlerin birleştiği bir başka nokta ise ekonomist ve akademisyenlerin bu gerilimin varlığını kabul etmekte yavaş davrandıklarıdır. Bunun yerine piyasaları politik alan dışında bir gerçeklik olarak görerek, politikayı kendi kendine işleyen sistemin önünde bir engel olarak algılarlar. Ancak bu doğru değildir. 1929 Buhranı sonrası Amerikan sisteminin toparlanması, 1933 sonrası Nazi Almanyası’ndan daha uzun sürdü. Neden? Çünkü Almanya’da büyük sermaye güçsüzdü, hatta bugün bile. Bu politik hükümeti daha istikrarlı hale getiriyor.
Devamı Derin Ekonomi Eylül 2016 sayısında …