İstanbul Kadir Has Üniversitesi rektörü ve uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Aydın tarafından Eylül 2010’da kabul edildiğimden beri bu üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışıyorum. Aydın’ın üniversitenin rektörü olarak sekiz yıllık görev süresinin bu yıl Mart ortasında sona ermesinden sonra üniversitede bir değişiklik olacağını düşünüyorum. Yeni rektör görevi devraldığında getireceği değişikliğin mesleki hayatıma ve meslektaşlarıma getirebileceği tedirginliğin yanı sıra, sekiz yıldır üniversitenin yönetiminde olan Aydın’ın hayatım ve üniversite üzerindeki etkisini düşünüyorum.
Aydın’ın görevde kaldığı süre özellikle “liderlik” kelimesini aklıma getiriyor. Özellikle de burada çalıştığım süre içinde Türkiye’nin yaşadığı çalkantılar düşünüldüğünde, Kadir Has Üniversitesi’nde onun liderliğinde çalışmak tam anlamıyla olağanüstü bir durum. Öncelikle, gittikçe büyüyen ve prestiji artan Kadir Has Üniversitesi ben ve meslektaşlarım için bir istikrar vahası olmuştur. Bu durum özellikle de Aydın’ın, benim ve diğer birçok seçkin meslektaşımın bulunduğu Uluslararası İlişkiler bölümü için geçerli. Aslında, Aydın’ın Şubat 2010’da rektörlük koltuğunu devralmasından bu yana, bölümün yapısı tamamen değişti. Bunun kaliteli lisans, lisansüstü ve doktora öğrencilerini kabul etme kabiliyetimiz üzerinde de muazzam bir etkisi oldu. Diğer bölümlerdeki ve fakültelerdeki meslektaşlarımın da kendi çalışmaları üzerinde Aydın’ın olumlu etkisine şahitlik edeceklerinden eminim.
İkinci olarak, Aydın büyük bir güven aşıladı. Başka bir ifadeyle, ne ders verirken, ne makale yazarken, ne (üç yıldan fazla bir süredir yürüttüğüm) Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanlığı ve Lisansüstü Programları Direktörü olarak görevimi icra ederken, ne de Eylül 2010’dan beri yürüttüğüm Uluslararası ve Avrupa Çalışmaları Merkezi direktörüyken işime müdaha