Prof. Dr. Kerem Alkin
Akıllı cihazların hayatımıza girmesi ile bir daha geri dönülemeyecek bir yaşam kültürü etrafımızı hızla sarmaya başladı. Mobilite, hepimizin günlük yaşamını kolaylaştırdığı ölçüde, aynı zamanda ‘zamana karşı yarış’, ‘zamanın maliyeti’ ölçüsünde, bir o kadar da hayatımızı zorlaştırıyor. Ve, geleneksel hizmet sektörü alanları da, şehir içi taşımacılık, seyahat acenteleri, saha, sokak pazarlamacıları gibi meslek alanları da tehdit altında. Özellikle, geleneksel meslek alanlarının halen önemli geçim kaynağı olduğu gelişmekte olan ülkelerde, akıllı cihazlar üzerinden ulaşılabilen mobil servislere ciddi tepki söz konusu. Bu konudaki tartışmalar, yeni bir kavram olarak ‘paylaşım ekonomisi’ üzerinden yürüyor.
Küresel ölçekte dile getirilen kimi veriler, dünya ölçeğinde her 10 kişiden üçünün son bir yıl içinde bir ‘Ortak Tüketim Hareketi’nde bir şekilde yer almış olduğuna işaret ediyor. ‘Ortak Tüketim Hareketi’ imkanı sağlayan mobil servislere olan ilginin hızla artması ile yine son bir yılda ‘paylaşım ekonomisi’ odaklı girişim projelerinin 2 milyar dolar civarında yatırıma konu olduğu konuşulmakta. Üstelik, bu alandaki çarpıcı gelişmenin hayli farkında olan global şirketlerin, ülke bazında, büyük şirketlerin de paylaşım ekonomisinin içinde yer almak için sosyal sorumluluk projelerine ağırlık verdikleri gözlenmekte. İngiltere’den Avustralya’ya, Kore’den Brezilya’ya, hükümetlerin ‘Ortak Tüketim Hareketi’ projelerine destek vermeleri ve bu alandaki ihtiyaçlara yönelik kolaylaştırıcı yasal düzenlemeler de, alanın gelişimine katkı sağlamakta. Halihazırda, dünyanın dört bir yanında 7 bin 500’den fazla ‘Ortak Tüketim Hareketi’ girişiminden söz ediliyor.
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Aralık sayısında…