Geçen ay dünyanın birçok ülkesinden sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren ve toplumlarına yaptıkları katkıların değerlendirildiği iki harika etkinliğe katılma şansına eriştim. Bunlardan ilki, Anna Lindh Vakfı’nın organize ettiği Malta’da düzenlenen Euro Akdeniz Forumu’ydu. 47 ülkeden gelen 600’un üzerinde delege, gençlerin ve kadınların güçlendirilmesi, çok kültürlü kentlerin değeri, aşırılıkçı söylemin ötesine geçmek, medya ile yeni ortaklıkların kurulması ve göçmenlerle bağlantıya geçilmesi konusunu tartıştı. İkinci toplantı ise Bulgaristan’ın Varna kentinde düzenlenen 9. Karadeniz STK Forumu’ydu. Bu forum, Gelişme için Romanya STK’ları (FOND) adlı kurumun düzenlediği ve her yıl Karadeniz bölgesinden sivil toplum temsilcilerinin katılarak, sürdürülebilir kalkınma, gönüllülük ve STK’ların gelişmesi için uygun ortamların sağlanması konularını tartıştığı bir platform.
Peki neden bu iki inisiyatifin bu kadar önemli olduğunu sorabilirsiniz. Öncelikle bunlar dünyamızdaki “Yes we can” (Başarabiliriz) adlı vizyonun temsilcileri. Bu STK’ların profesyonelleri, farklı ulusal, kültürel, dini, sosyal ve politik ayrımlarını bir kenara koyarak, toplumlar ve ülkeler ve ülkeler ve bölgeler arasında sinerji geliştirmek için ortak çalışma iradesini ortaya koyuyor. Onları bu diyalogu oluşturmak için çaba göstermekten alıkoyacak herhangi bir şey bulunmuyor.
Devamı Derin Ekonomi Aralık 2016 sayısında …