Harvard’lı Ekonomi Profesörü Edward Glaeser ‘Şehirlerin Zaferi’ kitabında gelişme yollarını tartışır ve şehirleri insanlığın en büyük buluşu ve gelecek için en büyük umudu olarak niteler. Dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşıyor (gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 70’i aşmış) ve şehirleşme her geçen gün artıyor.
Glaeser bunun normal olduğunu, devam edeceğini ve bu eğilimin toplumların refahını artıracağını söylüyor. Buna gerekçe olarak ise şehirlerde insanların daha sık temasa geçeceklerini ve bunun
sayesinde bilgi ve fikir alışverişinin yaygınlaşacağını, işverenlerin aradıkları vasıflı çalışanları, işçilerin de kolayca iş bulabilecekleri imkanların olacağını göstermektedir. Gerçekten de insanların ve fikirlerin
birlikte hareket etmesi şehirlerin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Glaeser’e göre şehirler insanları fakir yapmaz, fakir insanları çeker. Bu nedenle şehirler yoksullar için fırsat diyarı, yoksulluktan kurtulabilecekleri, iş bulabilecekleri ve daha iyi bir yaşam sürebilecekleri yerler. Şehre göç eden çoğu yoksul yeni bir başlangıç arayışında. Bu, şehir yaşamının yerleşik ve büyüyen bir yönü. Glaeser,
şehirde fakir olmak her zaman kırsal alanlardan daha iyidir, diyor. Şehirler iş hayatının yanında üniversite (eğitim), kültürel olanaklar gibi her şeyin bulunabileceği mekanlar olması bakımından da umut veriyor.
Kitapta bizi daha zengin, daha akıllı, daha yeşil, daha sağlıklı ve daha mutlu eden şehirler iyi şehirlerdir, deniliyor. Glaeser 20’den fazla metropol şehri analiz ettiği ve hikayelerini anlattığı kitabında eğitime ve dolayısıyla beşeri sermayeye önem veren, nüfus yoğunluğu olan şehirlerin iyi bir tasarımla müreffeh şehirler olabileceğini söylüyor.
Devamı Z Raporu Mart 2020 sayısında …