Bir medeniyet idealiyle kuruldu D-8 oluşumu. Daha dün gibi hatırlıyorum. Meslek hayatımın ilk yıllarıydı. İktidarda Refahyol Hükümeti, başbakanlık koltuğunda ise RP Genel Başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan vardı. Asya ile Avrupa’nın birbirine kavuştuğu İstanbul Boğazı’nın tarihi mekanlarından Çırağın Sarayı, büyük bir buluşmaya şahitlik ediyordu. Erbakan’ın daveti üzerine İstanbul’da bir araya gelen ve nüfuslarının çoğunu Müslümanların oluşturduğu sekiz ülke, D-8’i kurdu. Genç bir gazeteci olarak takip ettiğim tarihi oluşumun aile fotoğrafı için deklanşöre baktığımda takvimler 15 Temmuz 1997’yi gösteriyordu. Erbakan’ın ‘Aydınlığa açılan kapı’ ve ‘20’nci yüzyılın 21’inci yüzyıla en kıymetli hediyesi’ olarak nitelendirdiği D-8’in, adından da anlaşıldığı gibi sekiz üyesi var: Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya. Erbakan, iktidarının son günlerinde kurulmasına öncülük ettiği bu oluşum nedeniyle büyük baskı gördü. 28 Şubat darbesinin önemli gerekçelerinden biri olarak gösterilen D-8’in kurulmasının ardından zinde güçlerin Erbakan’a baskısı arttı. Zaten Erbakan da hayalini kurduğu D-8 oluşumuna imza attıktan 15 gün sonra istifasını verip hükümetten çekildi. Kuruluş felsefesinde ‘dünyada huzur, barış ve saadetin tesisi’ amacıyla atılan bu önemli adımın üzerinden 20 yıl geçi. Bugüne kadar dokuz liderler zirvesi düzenlendi. Geçtiğimiz ay İstanbul’da düzenlenen dokuzuncu zirve 5 yıl sonra yapılan ilk liderler zirvesi olduğu için önem taşıyordu. İstanbul Zirvesi’nde Türkiye ikinci kez dönem başkanlığını üstlendi. Şimdiye kadar her üye ülke üçer yıldan oluşan ilk dönem başkanlıkları sırasında kendilerinde projeler geliştirdi. Ancak şimdiye kadar D-8 hedefleri bakımından en başarılı adım Tercihli Ticaret Anlaşması (PTA) konusunda atıldı.
Devamı Derin Ekonomi Kasım 2017 sayısında …