rans-Hazar Doğalgaz Boru Hattı’nın (TCGP) kısa süre içerisinde hayata geçirilmesine yönelik çabalar geçtiğimiz ayda ivme kazandı. Geçtiğimiz yaz Hazar Denizi’nin Hukuki Statüsü Konvansiyonu’nun imzalanması Rusya’nın ve İran’ın boru hattının inşasını engelleyemeyeceğini ortaya koydu. Bu, bölgedeki jeopolitik durumun son 10 yıldaki gelişimini de göstermektedir.
Konvansiyon’un imzalanması son bir yıldır devam etmekte olan diplomatik çabaların bir parçasıydı. Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in Mart 2018’in sonunda Güney Kafkasya’yı ziyareti sırasında Alman yetkililer Güney Gaz Koridoru (GGK) adı verilen gaz iletim şebekesinin genişletilmesi konusundaki isteklerini açıkça ifade ettiler.
Daha sonra, konuyla ilgili şüphe duyan herkesi utandıracak şekilde, Hazar Denizi’ne kıyısı olan beş devlet müzakereleri başarıyla tamamlayarak Ağustos 2018’de Hazar Konvansiyonu’nu imzaladı. Rus, Azeri ve diğer müdahil diplomatlar bir yıldır olayların bu şekilde gelişeceğini söylüyordu. Kısa bir süre sonra, Ekim 2018’in başında, Alman dışişleri bakanlığı ilk resmî açıklamada bulunarak, Almanya’nın enerji arz güvenliğini sağlamak için Türkmen gazını stratejik planına dahil etmek istediğini belirtti. Bir ay sonra ise Türkmen yetkililer gelişmeleri takip etmek üzere Brüksel’i ziyaret etti.
Daha sonra, 20 Şubat 2019’da Bakü’de düzenlenen GGK Danışma Kurulu Beşinci Bakanlar Toplantısı’nda, GGK ile ilgili olarak doğal gaz kaynaklarının çeşitlendirilmesine yönelik beklenen bildirge kabul edildi. Bu bağlamda kaynakların “çeşitlendirilmesi” Türkmenistan dışında hiçbir ülkeye işaret etmiyor. Bakü’deki toplantıda konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı temsilcisi, ilk kez “ABD, Güney Gaz Koridoru’nun Orta Asya’nın Hazar Denizi havzasından Avrupa’ya daha büyük miktarlarda gaz vermesine imkân tanıyacak şekilde genişletilmek üzere tasarlandığını biliyor,” dedi. Bu açıklama yine yalnızca Türkmenistan’a işaret ediyor.
Ayrıca, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Kurbankulu Berdimuhammedov’un üst düzey enerji danışmanı, TCGP’nin Doğu Avrupa ülkelerinin enerji güvenliğine katkı sağlayabileceğini ifade ederek, Türkmenistan’ın böyle bir rol oynamaya hazır olduğunu teyit etti.Şu anda GGK’yi idare eden Avrupa Komisyonu yetkilisi (aynı zamanda enerjiden sorumlu Avrupa Komisyonu eski üyesi) Günther Oettinger AB’nin Danışma Kurulu toplantılarının sonucundan çok memnun olduğunu söyledi. AB’nin Türkmen gazını istediğinin altını çizen Oettinger, bir sonraki adımın atılmasının Türkmenistan’a bağlı olduğunu ifade etti. Bundan yalnızca birkaç gün sonra, Türkmen yetkililer geçtiğimiz sonbaharda başlatılan müzakerelere devam etmek için Brüksel’e gitti.
Devamı Derin Ekonomi Nisan 2019 sayısında…