Yeni ABD yönetiminin ne yapmaya çalıştığı ve çalışacağı halen dikkatle izlenirken, Trump ve Merkel’in 17 Mart tarihli Beyaz Saray buluşmasının önemli bir kilometre taşı olması bekleniyordu. Nitekim ABD’nin alışılagelmemiş yakla- şımlar sergileyen yeni Başkanı ile Avrupa’nın en etkili liderinin etkileşimi, iki taraf arasındaki ilişkiler açısından kritik olmanın yanı sıra, ilgili diğer küresel dinamiklere yönelik de yansımalar taşıyacaktı. Bu minvalde merakla izlenen buluşma ve ardından gelen basın toplantısı ise, pek sıcak mesajlar üretmedi. Toplantıda Trump’ın altını çizdiği meselelerden biri yine savunma harcamalarına dair ABD üstünlüğü ve AB cimriliği olurken, çiçeği burnunda Başkan, bir diğer klasik şikâyeti olan ticaret meselesini de gündeme getirmeyi unutmadı. ABD’nin, küresel ticaret anlaşmalarında çok adaletsiz muamele gördüğünü hatırlatan Başkan’ın canı, AB cephesinde yıllardır verilen mal ticareti açığından epeyce yanıyor olsa gerek. Nitekim 2016 itibariyle baktığımızda, ortada AB’ye kayan 115 milyar Euro’luk bir fazla var. Tam bu noktada, Trump’ın ticaret alanında sağ kolu olan Peter Navarro’nun da, özellikle Almanya’ya verilen açığın, yeni yönetimin mücadele alanlarından olacağını ifade ettiğini hatırlamakta fayda var.
Öte yandan Merkel’in ise, Trump’ın sitem ettiği ilgili meselelere ve görüşmede gözlenen diğer bir takım tuhaf tutumlara karşı diplomatik bir tavır sergilediği söylenebilir. Nitekim Berlin ve aynı zamanda Brüksel, Washington ile stratejik bağları zedelemek istemeyecektir. Zira bir yandan öteden beri gelen karşılıklı ilişkileri korumak, diğer yandan da ortak paydadaki Rusya gibi riskleri yönetebilmek gerekiyor. Merkel’in Beyaz Saray’daki Ukrayna ve Minsk süreci vurgusu da, bu kapsamda değerlendirilebilir.
Devamı Derin Ekonomi Nisan 2017 sayısında