ABD Başkanı Trump’ın gidişi de gelişi gibi olaylı oldu. 4 yıllık başkanlığı döneminde ekonomideki öngörülemez politikalarıyla hafızalarda kaldı. Obama döneminde başlayan büyüme ve işgücü piyasasındaki iyileşmeyi gümrük duvarlarını yükselterek sürdürmeye çalışan Trump, Kovid-19 salgınının ABD ekonomisini resesyona sokmasının da etkisiyle koltuğundan oldu. Ancak Trump gitse de, dengesiz politikalarını raya oturtmak kolay olmayacak.
Jeo Biden’e koltuğunu olaylı bir şekilde bırakan Trump, yenilgiyi kabul etmese de Beyaz Saray’ı terk etmek zorunda kaldı. Ticaretteki korumacı önlemlerle hafızalarda derin izler bırakan Trump, sıra dışı karakterinin yansıması olarak imza attığı işler, daha çok konuşulacak. Dört yıllık başkanlığı dönemini ilk olarak ABD açısından, ikinci olarak da dünya açısından değerlendirmek gerekir. Her iki başlık altında da sıralanabilecek çok konu var. “Önce Amerika” sloganının altında yatan asıl amaç, şüphesiz ülke vatandaşlarının refah ve mutluluğuydu.
Trump’ın ilk görev yılında yaptığı vergi indirimleri, regülasyonları gevşetmesi, Amerika kamuoyundan olumlu tepki aldı. 1,5 trilyon dolarlık vergi indirimleri yasası, Amerikalı şirketlere yönelik kurumlar vergisini yüzde 35’ten 21’e indirdi. İç kamuoyu bakımından bu şapka çıkarılacak bir düzenlemeydi. İçerden alkış alan bir diğer adımı ise finans ve enerji sektörlerindeki regülasyonların gevşetilmesi oldu. ABD ekonomisi Trump’ın göreve geldiği 2017’de yüzde 2,3, 2018’de yüzde 3 ve 2019’da yüzde 2,2 büyüdü. Ülkenin Haziran 2009’da başlayan ekonomik genişleme süreci Kovid-19 ile tepetaklak oldu.
ABD ekonomisi 2020’nin ilk çeyreğinde yüzde 5 küçüldü. Yılın ikinci çeyreğinde ise yüzde 31,4’lük rekor daralma gösterdi. Üçüncü çeyrekte gelen yüzde 33,4 büyüme, seçim yılında ABD ekonomisini 2020’de küçülmekten kurtaramadı. Bu küçülme 4 trilyon dolara yakın mali desteğe rağmen oluştu.
Devamı Z Raporu Şubat 2021 sayısında…