Güney Kafkasya birbiri ardına yeni gelişmelere şahit oluyor. Yaşanan bir olay anlaşılıncaya, sindirilinceye ve (doğru veya yanlış) yorumlanıncaya kadar, halihazırda ulaşılmış bir anlayışın yeniden gözden geçirilmesini gerektiren başka olaylar bir dalga halinde onu takip ediyor. Bu noktada gerekli olan şey, eski kalıpları yeni olaylara uyarlamak yerine, yeni kalıpları tanıma kabiliyetidir. İran ve Azerbaycan arasındaki çatışmaya ilişkin son gelişmeler bunun iyi bir örneğidir. Ekim ayında yaşanan en bariz, hatta belki de hakkında en çok yorum yapılan gelişme, İran’ın Azerbaycan sınırında işgalden yeni kurtulan topraklarda yaptığı askeri tatbikatlar oldu. Söz konusu toprakları Ermeni silahlı kuvvetleri işgal ettiğinde hiçbir zaman böyle bir tatbikat yapmamış olan İran şimdi neden bunu yapıyor?
Bunun bir nedeni, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun İkinci Karabağ Savaşı’nın sonuçlarından duyduğu memnuniyetsizliktir. Nitekim savaşın sonuçlarından biri, İran’ın eskiden işgal altında olan topraklardan ve Ermenistan’dan geçerek Avrupa’ya uzanan uyuşturucu kaçakçılığı yolunun kapatılmış olmasıdır. 10 Kasım 2020’de Rusya’nın arabuluculuğunda Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan ateşkes anlaşmasının dokuzuncu maddesine göre, “Rusya Federal Güvenlik Servisi’nin Sınır Muhafız Teşkilatı, [bu tür] ulaşım bağlantılarını denetlemekle yükümlüdür.” Rusya’nın bu rolüyle birlikte, Devrim Muhafızları’nın o büyük uyuşturucu kaçakçılığı rotası kesinlikle kapatılacaktı.
Devamı Z Raporu Kasım 2021 sayısında…