Daha önceki yazılarımda iki farklı üçgen olan TürkiyeRusya-ABD ve Türkiye-Rusya-İran kapsamında Türk diplomasisini bekleyen sorunlara değinmiştim. Şubat ayı içinde İstanbul, Beşinci Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan İş Forumu’na ev sahipliği yaptı. Bu ay benzer şekilde daha küçük ve yakın bölgedeki potansiyel troykalara, Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan kapsamında bakmak ve bunu İran ile genişletmeyi ele almakta fayda var.
Pratik olarak Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan işbirliği 1990’ların sonuna dayanır. Üç ülke Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattını inşası için işbirliği yapmıştı. Bu boru hattı tarihe ilk kez üç ülkeyi geçen bir boru hattı olarak geçti. Üretici ülke olarak Azerbaycan, transit ülke olarak Gürcistan ve ihracatçı ülke olarak Türkiye. Bu tür bir jeopolitik mühendislik çok karmaşık ve etkileyici bir jeofiziksel ve kimyasal mühendisliği gerektirir. Bundan ilham alan Brüksel merkezli Avrupa Politikaları Araştırma Merkezi, detaylı şekilde bölgesel enerji ve güvenlik sorunlarını irdelediği bir rapor hazırlamıştı. Politika önerileri ise Avrupa Parlamentosu Komitesi raporu tarafından aynen tekrarlanmıştı. Böylece Avrupa Komisyonu’nun bölgeye yönelik stratejisinin de bir parçası haline geldiler. Bu süreç, 2004’teki Bakü Deklarasyonu, 2006’daki AB ve Hazar Denizi’ne kıyısı olan ülkelerin katıldığı bakanlar seviyesindeki Astana Deklarasyonu’na ve Karadeniz için geliştirilmiş enerji işbirliğine kadar uzandı. Geçen on yılın sonu ve içinde olduğumuzun başında, Türkiye 2009’da Ermenistan ile imzaladığı Zürih Protokolü kapsamında Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’ı içine alan geniş çaplı bir ekonomik ve ticari işbirliğini öngören bir program hazırlamıştı. Ancak 2010 yılında Ermenistan’ın bu protokolü onaylamaması ve bundan geri adım atmayacağı ortaya çıktı. Bunun üzerine Azerbaycan ve Gürcistan, Türkiye ile yola devam etmeye karar verdi. Sonuçta Haziran 2012’de Trabzon Deklarasyonu ile üçlü bir mekanizma kurularak, dışişleri bakanları tarafından imza altına alındı. Her ne kadar sınırlı bir savunma ve güvenlik işbirliği öngörse de, geniş çaplı bir enerji ve ulaştırma işbirliği ile artan bir ekonomik ve iş dünyaları arasında işbirliğini teşvik ediyordu. Bu amaçla da üçlü bir İş Forumu oluşturulmasına karar verilmişti.
Devamı Derin Ekonomi Nisan 2017 sayısında