ABD’de yeni bir başkan göreve gelirken, dünyanın geri kalanı nefesini tutmuş şekilde yeni politikalarının ne olacağını görmeyi bekliyor. Kampanya sırasındaki retorik ne olursa olsun, görev ve sorumlulukların da bir sınırı olacaktır. Ancak Trump öylesine farklı bir profil çizdi ki, onu görevi sırasında bu tür sınırlamalara boyun eğip eğmeyeceğini herkes merak ediyor. Şimdiye kadar bu sınırların içinde kalmayacağını açık etti. Dünyanın geri kalanı ise hala Obama’yı seçen Amerika’nın nasıl Trump’ı seçtiğine inanmakta zorlanıyor. Brexit bunun bir sinyali olarak görmek gerek, keza küreselleşme karşıtlığı ve iç kamuoyuna yönelik popülizm yükselişte. Asya’nın gelişmekte olan ülkeleri ile İslam dünyasına yönelik Trump’ın söylediklerinin ve izleyeceği politikaların ciddi sonuçları olacak. Trump, Asya’yı temel öncelik alanı olmaktan çıkardı ve Trans Pasifik Ortaklık Anlaşması (TPPA) ise artık hiç hayata geçmeyecek. Çin ile ticaret konusundaki savaş tehditleri ise önümüzdeki dönemde daha da yoğunlaşabilir. Öte yandan bugüne kadar ilk kez bir ABD Başkanı ya da başkan adayı kayda girecek şekilde İslam karşıtı söylemler kullandı. Şimdiye kadar Beyaz Saray ile yakın ilişkileri olan İslami rejimlerin bundan sonra ilişkilerini nasıl sürdüreceğini ilişkin bir tahminde bulunmak artık bir hayli zor. Özellikle çevre konusundaki alaycı tavrı ve yerli kaya petrolü üretimine verdiği artan desteği, petrole bağımlı İslam ülkeleri için pek iyi haberler sayılmaz
Politikadan daha çok önemlisi, ABD’nin ekonomik olarak kendine yeterlilik sözü vermesi, gelişmekte olan ülkeler için ciddi bir endişe kaynağı olacak gibi. Ekonomik olarak, ithalata getireceği sınırlamaların dışında, kurumlar vergisini yüzde 35’ten yüzde 15’e çekme sözü vermesi, faizleri düşük tutması, mali harcamaları kamu-özel ortaklığı yoluyla artıracak olması ve Amerikalı şirketlerin karlarını ve üretimlerini tekrar anavatana çekmesini istemesi de söz konusu. Bu plan hayata geçtiğinde büyümeye kesinlikle olumlu etki edecektir ancak sözünü ettiği 25 milyon yeni istihdam konusunda ise soru işaretleri var. Trump’ın politikalarını oluşturan ekibin kafasında kazan-kazan değil, ‘sıfıra sıfır elde var sıfır’ zihniyeti var. Dünyanın en büyük ekonomisi ve geri kalanın politikalarını belirlerken baktığı bir ülke olmaktan çıkan ABD artık uzun vadeli politikalarından başka bir yöne doğru sapıyor
Devamı Derin Ekonomi Dergisi Şubat 2017 sayısında….