2019 Mart ayında İslam alemi maalesef yine iki acı olayla sarsıldı. Önce 15 Mart 2019 Cuma günü dünyanın en uzak, sakin sessiz köşelerinden Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrindeki iki camide (Al Nur ve Linwood Camileri), Cuma namazına gelmiş gurbetçi göçmen ekmek davası peşindeki Müslümanlara bir Haçlı terörist tarafından kurşun yağdırıldı. Olayda dünyanın çeşitli ülkelerinden gelmiş 50 Müslüman şehit olurken, 98 kişi yaralandı. Olayın aşırı sağcı ve göçmen düşmanlığıyla tahrik edilmiş bir eylem olduğu kadar, katil teröristin tamamen İslam ve Türk düşmanlığı nefretiyle gerçekleştirdiği bir katliam olması çok sarsıcı oldu. Şehit olmuş kardeşlerimize Allah’tan gani rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
İkinci sarsıcı olay ise, ABD Başkanı Trump’ın ve yönetiminin, 9 Nisan 2019 tarihinde seçime giden İsrail Başbakanı Netanyahu’ya seçimlerde adeta seçim rüşveti olarak, 1967 Altı gün savaşından beri işgal ettiği ve Suriye toprağı olan Golan Tepelerini İsrail’in 1981’deki ilhak kararını resmen tanıyan kararnameyi 25 Mart 2019 tarihinde Beyaz Saray’da şaşalı biçimde imzalaması oldu. Bir ülke, başka bir ülkeye, üçüncü bir ülkenin toprağını hediye ediyordu. Tam bir batılı kovboy düzeni. Tam bir “ben yaptım, oldu” düzeni. Tam bir kabadayılık raconu.
Yeni Zelanda’daki katliama döndüğümüzde, İslam aleminde Müslümanları sarsan bu trajik olaya en büyük tepkiyi ve ilgiyi Türkiye, halkı, hükümeti ve medyasıyla gösterdi. Başkan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Dışişleri Bakanını hemen Yeni Zelanda’ya göndererek oradaki Müslümanlara yalnız olmadıklarını hissettirdi. Diğer İslam ülkelerinden, özellikle ABD-İsrail ekseniyle işbirliği yapan Mısır, BAE, Suudi Arabistan, Bahreyn dörtlüsünden cılız sesler dışında fazla bir şey duyulamadı. ABD Başkanı Trump terör bile demedi, cami ve İslam kelimesini bile sarf edemedi. AB ve batılı ülkelerden, Vatikan’dan Haçlı terörüne işaret eden tek bir imada bile bulunulmadı. Nasılsa, ölenler 50 Müslüman. Zaten Soğuk Savaşın bittiği 1989-1990’dan buyana batı dünyasının tehdit-düşman gördüğü ve hedefe koyduğu İslam dünyasında birçok ülkeler parçalandı, milyonlarca insanın kanları oluk oluk akıtıldı.
Yeni Zelanda’daki katil teröristin, bu katliamı yaparken motivasyon kaynağının, internette yayınladığı 73 sayfalık manifesto ve 5 silahındaki Türk ve Müslüman düşmanı Haçlı isimler, olaylar, tarihler olduğu, esasında Müslümanları uyandırmalıydı.
Devamı Derin Ekonomi Nisan 2019 sayısında…