2021’in üçüncü ayına girerken, Türkiye ile Batılı ortakları ve müttefikleri arasındaki anlaşmazlıkların çözümü konusunda bir gelişme kaydedilmiş değil. Özellikle ABD ve Yunanistan ile çekişme halinde olan Türkiye’nin aynı zamanda Fransa ile de arası açık. Bu gelişmeler ve devam eden gerilimler, başta Ege ve Doğu Akdeniz olmak üzere bölgenin güvenliği, istikrarı ve refahı açısından pek hayra alamet değil.
Ancak, paradigmayı çatışma söyleminden ve bölgede devam etmekte olan militarizasyondan uzaklaştırmak için çok şey yapılabilir ve yapılması gerekir. Türkiye, Yunanistan, Fransa ve ABD’nin NATO’da ortak olmalarına rağmen, gerilimin azalmayıp daha da çok tırmanması gerçekten çelişkili bir durum. Yunanistan ile Türkiye arasında onlarca yıldır süren gerilim, ittifakın güney kanadını hem Soğuk Savaş sırasında hem de Soğuk Savaş sonrası dönemde önemli ölçüde zayıflattı. Şu andaki tehlike ise Rusya’nın hem yakın çevresinde, hem de Libya ve Suriye’deki varlığıyla Doğu ve Orta Akdeniz’de sistemik engelleyici rolünü güçlendirdiği bir zamanda ittifakın daha geniş bir tabanda çöküyor olmasıdır.
Öfkeli söylemler ve “ötekinin” niyetlerinin sistematik olarak yanlış yorumlanmasıyla körüklenen bu güvensizlik, şüphe ve yükselen milliyetçilik ortamında, Türkiye ile Batılı ortakları arasındaki ilişkilerin daha da kötüleşme yolunda olduğuna dair endişeli ve ümitsiz olmak işten bile değil. Bu aşamada Yunanistan ile Türkiye arasında güven inşasını geliştirmeye yönelik bazı önerilerde bulunmak istiyorum. Bu öneriler aynı zamanda Türkiye ile AB arasında ve NATO içinde daha fazla güven inşasına ve yapıcı diyaloğa katkıda bulunacaktır. Tüm taraflar açısından öne çıkarılması ve desteklenmesi gereken birtakım hususlar var.
Evvela, gerilimin acilen düşürülmesi ve güven inşa edilmesi gerekiyor. 25- 26 Mart’ta düzenlenecek AB zirvesi öncesinde, Yunanistan ile Türkiye arasında yeni bir istikşafi görüşmeler turu yapılması şarttır. Bu noktada söz konusu görüşmeleri belirsizliklerden arındırarak açıklığa kavuşturmak, son derece siyasal bir zeminde yapmak ve diplomatların işlerini yapmalarına izin vermek gerekir. İstikşafi görüşmeler bölgesel düzeyde daha geniş bir fikir birliğine giden yola zemin hazırladığı için, Hem Atina hem de Ankara tarafı bu görüşmelerin ikili bağlamın ötesinde bir anlamı olduğunu kabul etmelidir.
Devamı Z Raporu Mart 2021 sayısında ..