Bu yazıyı yazarken, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın üçlü bildirgenin dokuzuncu maddesinin uygulanmasını görüşmek üzere 26 Kasım’da Soçi’de (ve sonrasında 15 Aralık’ta Brüksel’de) bir araya gelecekleri haberini duydum. 10 Kasım 2020’de imzalanmış olan bu bildirge, başta Zengezur Koridoru olmak üzere, iki ülke arasındaki ulaşım ve iletişim bağlantılarının açılmasını kapsıyor.
Paşinyan, Ermenistan’ın demiryolu ve otomobil bağlantısı sağlamaya hazır olduğunu, ancak Azerbaycan’ı Nahçıvan’a bağlayan yolun hangi bölgelerden geçeceğine kendisinin karar vereceğini açıkladı. Söz konusu bağlantıların hangi rotayı izleyeceği son derece aşikar olduğu için, Paşinyan’ın açıklaması gerçekten de ülke dışılığa karşı bir bildiri. Bu, Ermenistan’ın bu tür iletişim bağlantılarının geçebileceği topraklar üzerinde resmi hukuki egemenliğini korumaya çalıştığı anlamına geliyor. “Koridor,” farklı durumlarda farklı insanlar için farklı anlamlara gelebilir. Sözgelimi 20’nci yüzyılda yaşanan iki dünya savaşı arasında Polonya’nın denize erişimini sağlayan Danzig Koridoru, Polonya devletinin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Aynı şekilde Laçın Koridoru ise Azerbaycan’ın bir parçasıdır. Bununla birlikte, Paşinyan’ın kendisinin gündeme getirdiği Laçın Koridoru’yla kurulan paralellik, bir yanda Nahçıvan’ın statüsünün, diğer yanda da Rus barış gücünün geçici olarak konuşlandığı ve eskiden, artık mevcut olmayan Dağlık-Karabağ Özerk Bölgesi’nin bir parçası olan Azerbaycan topraklarının statüsünün benzetilmesine veya karşılaştırılmasına kapı aralayacaktır. Azerbaycan kesinlikle böyle bir karşılaştırmayı kabul etmeyecektir.
Devamı Z Raporu Aralık 2021 sayısında…